Sağlık

Her dört ebeveynden birinin çocuğu akran zorbalığına uğruyor

“Alfa birey” olma arzusuyla artan güç arayışı, çocuklar arasında akran zorbalığını körüklüyor. Futurebright Group’un Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre, ilköğretim ve lise çağındaki öğrenciler arasında akran zorbalığı ciddi bir toplumsal sorun haline geldi.

Aralık 2024 – Ocak 2025 tarihleri arasında 12 ilde yürütülen araştırmaya göre, ebeveynlerin yüzde 68’i akran zorbalığını psikolojik şiddetle özdeşleştiriyor. Dalga geçme, dışlama, baskı kurma ve dış görünüşle ayrıştırma en sık karşılaşılan zorbalık türleri arasında yer alıyor.

OKULLARDA ZORBALIK YAYGIN

Her dört ebeveynden biri, çocuğunun akran zorbalığına maruz kaldığını belirtiyor. Bu vakaların yüzde 95’i okul ortamında gerçekleşiyor. Özellikle ortaokul çağındaki öğrenciler spor salonları ve soyunma odalarında zorbalığa uğrarken, yaş ilerledikçe zorbalık sınıf içlerine taşınıyor.

Araştırma, her dört çocuktan üçünün bir şekilde zorbalığa uğradığını gözler önüne seriyor:

– Yüzde 23’ü doğrudan zorbalık mağduru

– Yüzde 50’si zorbalığa şahit olan

– Yüzde 1’i zorbalık uygulayan

– Yüzde 2’si hem mağdur hem uygulayıcı

– Yüzde 24’ü zorbalıkla hiçbir şekilde karşılaşmamış

Özellikle çocukların yarısının zorbalığa tanıklık etmesi, davranışın normalleşmesine neden oluyor.

ZORBALIĞIN ARKASINDAKİ DİNAMİKLER

Akran zorbalığını tetikleyen başlıca nedenler arasında şu faktörler öne çıkıyor:

– Ebeveynlik modellerindeki değişim

– Öğretmen-öğrenci arasındaki güç dengesizliği

– Öğretmenlerin yaşam koşullarındaki zorluklar

– Eğitim sistemindeki yapısal aksaklıklar

– Yargı sistemine duyulan güvensizlik

Uzmanlara göre, çocukların sosyal medya üzerinden maruz kaldığı “mükemmel çocuk” baskısı da kimlik gelişimini sekteye uğratıyor. Bu da çocuklarda iletişim sorunlarına ve saldırgan davranışlara yol açabiliyor.

ZORBALIK HER KESİMDEN GELEBİLİYOR

Toplumda yaygın olan “yalnızca sorunlu ailelerden gelen çocuklar zorbalık yapar” algısı da araştırmayla çürütülüyor. Uzmanlar, eğitimli ve sevgi dolu ailelerde büyüyen çocukların da akranlarına zorbalık yapabileceğini vurguluyor.

ÖĞRETMENLER OTORİTE KURMAKTA ZORLANIYOR

Pandemi ve teknolojik dönüşüm sonrası öğretmen – öğrenci ilişkisi değişti. Eskiden mutlak güç olarak görülen öğretmenler artık daha az ciddiye alınıyor. Ebeveynler öğretmenler üzerinde daha fazla kontrol kurmaya çalışıyor. Düşük maaşlar, CİMER şikayetleri ve artan baskı nedeniyle öğretmenler sınıfta otorite kurmakta zorlanıyor. Bir rehber öğretmen, öğrencinin “Hocam kimler neler yapıp ceza almıyor. Ben mi ceza alacağım?” sözleriyle çocukların artık kuralları da ciddiye almadığını aktarıyor.

Ebeveynlerin yalnızca yüzde 6’sı kendi çocuğunun zorbalık yaptığını kabul ediyor. Zorbalık yapan çocukların yüzde 44’ü bu davranışları düzenli olarak sürdürüyor. Zorbalık yaparken en önemli kriter ise karşı tarafın kendini savunamayacağına emin olunması. Zorbalık, fiziksel özellikler, ekonomik durum veya sivilce gibi görünüşe dayalı nedenlerle başlıyor ve yaptırım görmeyince artıyor. 11 yaşındaki bir çocuk, durumu şöyle özetliyor: “Zorbalık her zaman kazanır. Zorbalığın önünde daha büyük bir güç yoktur.”

ZORBALIK TÜRLERİ: FİZİKSEL, SÖZLÜ, İLİŞKİSEL VE SİBER

Fiziksel zorbalık: Tuvalete giren çocuğun sıkıştırılması, darbe alması, yemek paralarının gasp edilmesi.

Sözlü zorbalık: Lakap takma, alay etme, küfür, küçümseme.

İlişkisel zorbalık: Dışlama, iletişim kurmama, tehdit.

Siber zorbalık: Mesaj yoluyla hakaret, grup yazışmalarında alay, kolektif zorbalık.

SİBER ZORBALIĞA MARUZ KALANLAR UYKU SORUNLARI YAŞIYOR

Fiziksel zorbalığa uğrayanlar okula gitmek istemiyor. Siber zorbalığa maruz kalanlar uyku sorunları yaşıyor, kendine zarar verme eğilimi gösteriyor. Maddi zorbalık gören çocuklar harçlıklarını artırmak istiyor, tuvalete gitmekten kaçınıyor ve kötü alışkanlıklara yönelebiliyor.

Eğitimciler, sözlü ve psikolojik zorbalığın takibinin zor olması nedeniyle arttığını belirtiyor. Zorbalık artık tenhada değil, herkesin gözü önünde yapılıyor. Bu durum çocuklar arasında bir performans alanına dönüşüyor.

ZORBALIĞA ŞAHİT OLANLAR, İSPİYONCU OLMAKTAN KORKARAK SESSİZ KALIYOR

Zorbalığa maruz kalan çocuklar sık sık şu soruyu soruyor: “Ben bunu hak edecek ne yaptım?” Bazıları her gün hatalarını sorgulayıp kendini suçluyor. Zorbalığa şahit olan çocuklar ise “ispiyoncu” olmaktan korkarak sessiz kalıyor. Bu da olayların üstünün örtülmesine neden oluyor.

Zorbalığa maruz kalan çocukların aileleri kendilerini sorguluyor: “Çocuğuma kendini korumayı öğretemedim mi?”

Ebeveynlerin yüzde 70’i durumu çocuğundan öğreniyor. İlkokul düzeyinde aileler diğer aileyle görüşmeyi tercih ederken, ortaokul ve lisede rehberlik servisleri devreye giriyor. Ancak zorbalık yapan çocuğun ailesinin yüzde 55’i durumu görmezden geliyor.

Sınıf öğretmeninin davranışları gözlemlemesi ve kayıtsız kalmaması süreci kolaylaştırıyor. Rehber öğretmenlerin ise günü kurtarmaya yönelik çözümler üretmek zorunda kaldığı belirtiliyor. Özür dileme gibi yüzeysel çözümler olayın üstünü örtmekten başka işe yaramıyor.

En etkili çözüm yolları; empati ve sorumluluk kazandırma, psikolojik destek, sistematik süreçler, itibar ve özgüven kazandırma, topluluk bilinci yaratma olarak sıralanıyor.

TOPLUMSAL ÇÖZÜM ÇAĞRISI

Ebeveynlerin yüzde 95’i okul yönetimlerinin akran zorbalığı konusunda daha aktif ve yönlendirici olması gerektiğini düşünüyor. Futurebright Group kurucu ortağı Başak Abdula, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:

Konuyu bir toplumsal sorumluluk olarak görerek büyük bir çalışmaya imza atan Futurebright Group kurucu ortağı Başak Abdula, kendisi de okulda akran zorbalığına uğramış bir çocuğun annesi olarak: “Bugün toplumda her 4 çocuktan 3’ü zorbalık ile iç içe bir yaşam sürüyor; ya zorbalığa uğruyor ya zorbalık yapıyor ya da zorbalığa şahit oluyor. Bu sorun her geçen gün daha da kök salıyor ve sadece çocuklar arasında değil, tüm toplumda hızla normalleşiyor. Bu araştırma yüksek sesli bir uyarı sinyali. Çünkü zorbalığın bir bireysel sapma olmaktan çıkıp toplumsal yapıyı etkileyen ve yeniden üreten kritik bir olguya dönüştüğünü gösteriyor. Hepimizin içinde hayatta kalma dürtüsü ile bağlantılı bir zorbalık potansiyeli var ve bireysel seviyede bu potansiyeli bilinçli bir çabayla bastırmak her insanın ahlaki sorumluluğu. Fakat asıl önlemler bütününü toplumsal seviyede almak zorundayız. Çünkü araştırmadan yola çıkarak diyebiliriz ki eğer acilen bu konuyu önceliklendirip hep birlikte hareket etmezsek kısa zamanda çok daha vahim olaylarla karşılaşacağız. Çözüm için öğretmenin, okul idaresinin ve rehberliğin yalnız kalmadığı yepyeni bir bilinç inşa etmek gerekiyor. Okulların zorbalık durumunda vaka bazlı karar verici değil, uygulayıcı olarak hareket etmesini sağlayacak, standardize edilmiş ve yapılandırılmış sistemsel süreçler oluşturmak hayati önem taşıyor. Eğitimcilere, ebeveynlere, devlet kurumlarına, sivil toplum kuruluşlarına ve medya temsilcilerine açık çağrımızdır: Burada, tam ortamızda çok ağır bir taş duruyor; bu taşı ancak hep birlikte kaldırabiliriz” dedi.

Haber Kaynak : HABERTURK.COM

“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Holiganbet